Kuyular açılarak ki bu büyük bir santralde dahi gerekli olan en fazla 3 kuyudur, yer altı kaynağındaki sıcak su ve buhar kapalı devre bir boru hattı ile izole bir şekilde enerji üretim tesisine alınır. Yer altında gelen su hiç dış dünya ile temas ettirilmeden, yer altından gelen borudan, yer üstündeki boruya ısı transferi yapılarak (bu esnada yer altından gelen su yine yer altında yerine, kaynağa devam eder) yer üstü borudaki su ısıtılarak buhar üretilir ve üretilen buhar ile tribünler döndürülerek enerji elde edilir.

Doğal olarak oluşan buhar ve sıcak su şeklindeki jeotermal enerji, elektrik, ısıtma ve soğutma binalarında kullanılabilir ve bu sitede ve internette ayrıntılı olarak açıklanan diğer birçok kullanıma hizmet eder.

Jeotermal enerji, dünya çapında popülaritesi artan güvenli, çevresel olarak sürdürülebilir ve son kullancıya uygun maliyetli bir yenilenebilir enerji kaynağıdır.

Dünya yüzeyinin altında depolanan ısı şeklindeki enerji olarak tanımlanır.

Bu ısı hem yüzeye yakın yerlerde hem de yerin derinliklerinde bulunabilir. Genel olarak, ne kadar derine inerseniz o kadar sıcak olur.

• Kömür, gaz veya petrol gibi herhangi bir fosil yakıtı yakmadan çıkarılabilen ve üretilebilen temiz enerjidir.
  • Elektrik için jeotermal kullanmak, bir doğal gaz santralindeki karbondioksitin yalnızca altıda birini oluştursada, Kapalı devre çalışan binary jeotermal santraller, hiç bir gaz vs ürtemez ve esasen sıfır emisyon salmaktadır.
• Jeotermal kaynaklar 100% bulunduğu ülkenin “ücretsiz” kaynağıdır. 100% Milli enerjidir.
• Jeotermal enerji, hava durumu ne olursa olsun yılın 365 günü, günün 24 saati üretilebilir ve kullanılabilir.

• Jeotermal enerji, genellikle düşük sera gazı emisyonu veya Binary santrallerde 0 sera gazı emisyonuna sahiptir. Yüksek verimliliği ile temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağıdır.

Diğer yenilenebilir/yeşil enerji kaynakları gibi ve daha fazlasyla yararları vardır.

Jeotermal santraller, kömür, petrol veya gaz gibi fosil yakıtları kullanan geleneksel enerji santrallerinin aksine sera gazı üretmez.

Yerden çıkan bir miktar gaz emisyonu olsa da, günümüz teknolojisi bu maddelerin büyük çoğunluğunu kapalı devre kontrol altına alarak atmosfere salınmasını önlemektedir. Ki bu gazlar zaten doğal yollarla sürekli olarak çıkış yapmaktadır.

Bir Avrupa Birliği raporuna göre, her kilovat saatlik jeotermal enerji, gazla çalışan bir tesise kıyasla 260 gram, petrol tesisine kıyasla 705 gram ve kömürle çalışan bir tesise kıyasla 860 gram CO2 tasarrufu sağlıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2019 yılında dünya çapında 92 terawatt-saat jeotermal enerji üretildiğini hesapladı; ayrıca, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde, jeotermal santrallerin yılda 4,1 milyon ton karbondioksite eşit sera gazı emisyonunu önlediği bilinmektedir.

Evet, olur.

Pek çok bilimsel çalışmada bunu doğrulamaktadır: ister elektrik üretmek, ister ısınmak için kullanılsın, jeotermal enerji kırsal ekonomilerin gelişmesine katkıda bulunur ve elektrik santrallerinin bulunduğu alanlarda yerel halka .eşitli şekilllerde olumlu etkilere sebep olur.

Başlıca faydaları sosyal, endüstriyel, ekonomik ve istihdam açısındandır ve özellikle kırsal, dağlık ve şehire uzak bölgelerde bu etkiler belirgin olarak gözlenir.

Ayrıca jeotermal enerji, seraları veya su ürünleri sistemlerini ısıtmak için kullanılabileceği gibi, endüstriyel tesislere ve ısıtma sistemlerine güç sağlamak için de kullanılabilir.

Diğer yeşil enerji kaynaklarıyla birleştirildiğinde, jeotermal enerji daha da önemli etkiler yaratır. 

Sadece bir kez kuyu kazarken en önemli atık oluşmuş olur, çünkü sondaj çamuru, toprak ve kayalar oluşur ki bu bir çok inşaat alanında oluşan atıklarla aynıdır.

Toprağın kirlenmesini önlemek ve çamur üretimini azaltmak için geri dönüşüm sistemleri, çevreyi kirletmeyen katkı maddeleri ve muhafaza tankları kullanılır.

Diğer tüm atık türleri (ambalaj malzemesinden kauçuğa ve ahşaba kadar) çok küçük miktarlarda üretilir ve büyük çoğunluğu diğer evlerde olduğu gibi geri dönüştürülebilir ve bundan fazlası olmaz.

Enerji santralinin çeşitli bileşenleri bile kurulum ömürlerinin sonunda geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir.

Tam işlevdeyken, jeotermal santraller göz ardı edilebilir miktarda gürültü yaratır: büyük enerji santralleri elektrikli süpürge kadar gürültü çıkarırken, ev sistemleri önemli ölçüde daha sessizdir. İnşaat aşamasında (yeraltı keşfi, sondaj ve inşaat dahil) belirli bir miktarda gürültü kaçınılmazdır, ancak bu bittiğinde her şey sessizleşir. Bu, hem bireysel ev sistemleri hem de en fazla birkaç türbinin hareket halinde olduğu büyük enerji santralleri için geçerlidir.

Rüzgar türbinleri ve güneş panellerinin aksine, jeotermal enerji çok az alan gerektirir.

İster bir ev sistemi ister büyük ölçekli bir enerji santrali olsun, bileşenlerin çoğu (ısı eşanjörleri dahil) yer altındadır ve yüzeyin üzerinde çok az şey olur.

Bir ev için kullanılan ısı pompası, normal bir ev aleti kadar büyüktür.

Bir jeotermal enerji santralinde ise ise en büyük kısım soğutma kuleleridir ve bunu türbinler takip eder. Toplamda orta ölçekli bir teksitl fabrikasından daha az yer kaplar.

Geçmişe göre, yeni gelişen teknolojiler sayesinde çok daha az miktarda koku oluşur.

Normalde jeotermal enerji ve termal su ile ilişkilendirilen hoş olmayan koku,₂oluşabilsede

Günümüzde tüm enerji santrallerinde, koku filtreleri ve koku muhafaza teknolojileri kullanılmakta ve bu sayede kokuları rahatsız etmeyecek miktara indirgenerek önüne geçilmektedir.

Kalan küçük kısım, en hassas burunlar için bile koku algılama eşiğini (metreküp başına 4 mikrogram olarak bilinir) nadiren geçer.

Daha büyük konsantrasyonlar yalnızca çok istisnai durumlarda açığa çıkar ve o zaman bile Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen tolere edilebilir sınırın (metreküp başına 150 mikrogram) oldukça altında kalırlar.

Jeotermal su zaten bir sağlık problemi oluşturmayacağı gibi, tüm diğer standart işletmelerde olduğu gibi, iş güvenliği proseürleri doğru bir şekilde takip edildiği sürece hiç bir sağlık problemi oluşturmaz.

Güvenlik önlemleri, jeotermal su ile igili değl, normal bir işletmede ki gibi, elektrik santrali çalışanlarını da riske atabilecek her şeyle ilgilidir.

Jeotermal enerjinin en büyük avantajı, çevre ve yaşayan dostu olması, sürdürülebilirliği ve tutarlılığıdır.

Jeotermal enerji yenilenebilir, bu nedenle fosil yakıtlara göre hem daha çevre dostu hem de doğal kaynaklara dayanan savaşları da önlemeye yöneliktir.

Jeotermal, hava koşulları veya mevsimsel değişikliklerden bağımsız olarak 7/24 sürekli olarak enerji üretebilir.

Jeotermal enerji çıkarma ile ilgili işlemler güvenlidir.

Jeotermal kuyu sondajında veya jeotermal kuyu işletmeciliğinde depremi tetikleyecek bir bağlantı yoktur. 

Bir depremin başlayabilmesi için, insanoğlunun veya herhangi bir kuyu işletmesinin yapamayacağı kadar büyük bir enerjinin zemini etkilemesi gerekir.

Jeotermal enerji santrali veya ısıtma tesisi, geleneksel enerji kaynaklarını (doğal gaz, kömür, petrol v.s.) kullanmaz, dolayısıyla emisyonların yalnızca olası minimum bir kısmını üretir.

Fosil yakıt (doğal gaz, kömür, petrol) tesisleriyle karşılaştırıldığında, jeotermal yüzde 99 daha az karbondioksit (kilovat saat enerji başına sadece 0,63 kg) ve asit yağmuruna katkıda bulunan sülfürik bileşiğnde yüzde 97 daha azını üretir.

Doğru uygulanan re-enjeksiyonla, bu emisyonlar dahi sıfıra düşürülür.

Bu aynı zamanda jeotermal enerjinin olası en çevre dostu kaynak olarak kabul edilmesinin temel nedenidir.