Jeotermal enerji, balık çiftliklerinde suyu ısıtmak için kullanılır ve balık ve diğer suda yaşayan organizmaları yetiştirmek için sürdürülebilir ve uygun maliyetli olanak sağlar.

Balık tanklarındaki suyun sıcaklığını korumak için jeotermal ısı kullanarak, çiftçiler akaryakıt, doğal gaz, kömür gibi fosil yakıtlara olan bağımlılıklarını azaltabilir hatta yok edebilir ve genel enerji verimliliklerini artırabilir.

Balık yetiştiriciliği için jeotermal enerji kullanımının çeşitli avantajları vardır. İlk olarak, sera gazı emisyonlarını azaltmaya ve iklim değişikliğini hafifletmeye yardımcı olabilecek düşük karbonlu ve sürdürülebilir bir enerji kaynağıdır.

İkincisi, jeotermal ısı tutarlı ve güvenilirdir, bu da balıklar için istikrarlı ve optimum büyüme koşulları sağlayarak daha yüksek verim ve daha kaliteli ürünler sağlar. Üçüncüsü, jeotermal enerjinin kullanılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesine ve balık çiftliği operasyonlarının ekonomik uygulanabilirliğinin iyileştirilmesine yardımcı olur.

Su ürünleri yetiştiriciliği, balıkların ve diğer su hayvanlarının kontrollü bir ortamda yetiştirilmesi için her geçen gün gelişen bir tekniktir. Başka bir deyişle, balık, kabuklu deniz ürünleri ve diğer tatlı su veya deniz (tuzlu su) canlılarının yetiştirilmesidir. Su ürünleri yetiştiriciliğinde jeotermal su kullanmak, su sıcaklıklarının tutarlı kalmasına yardımcı olur, bu da hayatta kalma oranlarını artırır ve canlıların daha hızlı büyümesini sağlar.

Elektrik üretecek kadar sıcak olmayan düşük sıcaklıktaki jeotermal kaynaklar balık yetiştiricileri için çok faydalıdır. Uygun sıcaklıktaki suda yetişen hayvanlar, soğuk sudaki veya değişken sıcaklıktaki sudaki hayvanlardan daha hızlı ve daha büyük büyür.

Ayrıca hastalığa karşı daha dirençlidirler ve ölüm oranları en aza indirgenir.

Jeotermal suya erişimi olan her bir balık çiftliği, jeotermal suyu balık havuzlarının sıcaklıklarını düzenlemek için kullanabilir.

Jeotermal enerji, doğal gaz, akaryakıt, kömür gibi fosil yakıtlardan arındırmış olarak önemli ölçüde daha sürdürülebilirdir. Balıkçılığın eko-tüketici taleplerini karşılamasına destek olur. Çiftçiler, ürünlerinin karbon ayak izini azaltarak ekolojik anlamda desteklenmiş ürünleri ile eko-standardlara daha da uyugun tercih sebebi olarak satışlarını artırabilir. Ayrıca sera gazı emisyonlarını azaltarak su koşullarını iyileştirmiş olurlar.

Doğalgaz, fuel oil, kömür gibi fosil yakıtları kullanmak zorunda kalan balık çiftlikleri, bir çok endüstride olduğu gibi, istem dışı olarak yerel hava kalitesini düşürür. Sonuç olarak, mümkün olan yerlerde jeotermal ısı kullanmak doğanın dengesine yardımcı olur.

Çiftçilerin uzun süreli emisyonlara maruz kalmaları akciğer sağlıklarına zarar verebilir.

Zamanla bireylerin astım, akciğer kanseri ve diğer solunum yolu hastalıklarına yakalanma riski artar.

İzlanda ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği

1980'lerin ortalarında İzlanda'daki balık çiftliklerinin sayısında belirgin bir artış oldu. Bir süre, çoğu oldukça küçük olan 100'den fazla balık çiftliği faaliyetteydi. Endüstri bir takım sorunlarla karşılaştı ve neredeyse çöktü. Jeotermal enerjinin yaygınlaşması ile 1992 yılından bu yana kademeli olarak artan üretim, 2003 yılında yaklaşık 50 fabrikada toplam 6.200 tona ulaşmıştır. Somon balığı, toplam üretimin yaklaşık 'ini oluşturan en önemli türdür, ancak kutup alabalığı üretimi de artmıştır. Bu türlerin yanısıra Okyanus Dil Balığı ve Siyah Morina ile yapılan deneyler umut vericidir.

Başlangıçta, İzlanda'nın balık çiftçiliği endüstrisi kıyıdaki işletmelerde yapılıyordu. Bu, hem tatlı suyun hem de deniz suyunun büyük ölçüde tüketiminine sebep olur ek olarak işletme maliyetinide önemli ölçüde yükseltir. Uzun yıllar neticesinde okyanus çiftliklerinde üretilen somon balığı yöntemi karlı olmadığı gözlendi ve üretim makitarı düşüşe geçti. Genellikle 20-50°C'de olan jeotermal su, ısı eşanjörlerinde tatlı suyu tipik olarak 5 ila 12°C arasında ısıtmak için kullanılır. Jeotermal suyun kullanınımın yaygınlaşması ile beraber bu süreçte İzlanda'nın balık yetiştiriciliği sektöründe kullanılan toplam jeotermal enerjinin yılda 1.600 TJ civarlarına çıktı. İzlanda'nın balık çiftliği üretiminin gelecekte artması bekleniyor. Bu, özellikle smolt üretiminde (alabalık ve somon) artan jeotermal kullanım anlamına gelir.

Balıkların Hayatta Kalma Oranlarını Artırmak

Su ürünleri çiftçileri, hastalık oranlarını en aza indirmek için jeotermal suya güvenebilirler. Sıcaklık dalgalanmaları, deniz canlılarının bağışıklık sistemi etkinliğini azaltan biyolojik değişikliklere neden olabilir. Dengeli su ısısı ve ortamlarının oluşturulması, balıklar üzerindeki stresi sınırlar.

Ilık su ayrıca su hastalıklarını doğal olarak tedavi edebilir. Colorado'daki araştırmacılar, su sıcaklıkları ile yayın balığı sağlığı arasındaki ilişkiyi araştırdıklarında sıcak suyun balığın sağlığı üzerinde etkili olduğunu gözlemlemişlerdir. 32 °C su kedi balığı türünün beyaz benek hastalığına yakalanma şansını nerdeyse yok etmektedir.

Aşırı ısınan su, deniz canlılarına da zarar verebilir. Yüksek sıcaklıklar algler için yeterli bir büyüme ortamı yaratır ve alg patlamaları oksijen seviyelerini tüketebilir ve yaşanmaz bölgeler yaratabilir. Jeotermal enerji ile su sıcaklıklarını kontrol ettiğimizde alglerin deniz yaşam alanlarını ele geçirme olasılığı daha düşürülmüş oluruz.

Elektrik üretecek kadar sıcak olmayan düşük sıcaklıktaki jeotermal kaynaklar balık yetiştiricileri için çok faydalıdır. Uygun sıcaklıktaki suda yetişen hayvanlar, soğuk sudaki veya değişken sıcaklıktaki sudaki hayvanlardan daha hızlı ve daha büyük büyür.

Ayrıca hastalığa karşı daha dirençlidirler ve ölüm oranları en aza indirgenir.

Jeotermal suya erişimi olan her bir balık çiftliği, jeotermal suyu balık havuzlarının sıcaklıklarını düzenlemek için kullanabilir.

Jeotermal enerji, doğal gaz, akaryakıt, kömür gibi fosil yakıtlardan arındırmış olarak önemli ölçüde daha sürdürülebilirdir. Balıkçılığın eko-tüketici taleplerini karşılamasına destek olur. Çiftçiler, ürünlerinin karbon ayak izini azaltarak ekolojik anlamda desteklenmiş ürünleri ile eko-standardlara daha da uyugun tercih sebebi olarak satışlarını artırabilir. Ayrıca sera gazı emisyonlarını azaltarak su koşullarını iyileştirmiş olurlar.

Doğalgaz, fuel oil, kömür gibi fosil yakıtları kullanmak zorunda kalan balık çiftlikleri, bir çok endüstride olduğu gibi, istem dışı olarak yerel hava kalitesini düşürür. Sonuç olarak, mümkün olan yerlerde jeotermal ısı kullanmak doğanın dengesine yardımcı olur.

Çiftçilerin uzun süreli emisyonlara maruz kalmaları akciğer sağlıklarına zarar verebilir.

Zamanla bireylerin astım, akciğer kanseri ve diğer solunum yolu hastalıklarına yakalanma riski artar.

Deniz Ürünleri Üretiminde Jeotermal Enerji

Çiftçiler, üretim süreçlerinde yenilenebilir enerji kullanırken eko-tüketici taleplerine hitap edebilir ve sonuç olarak satışlarını artırabilir. Yem üretim, balık yetiştirme ve paketleme tesislerine bu şekilde enerji sağlamak, toplumun ve BM'nin küresel sürdürülebilirlik hedefine ulaşmasına yardımcı olacaktır.

Jeotermal balık çiftliğine örnek olarak, ABD, Virginia'daki Blue Ridge Su Ürünleri tesisini verebiliriz. Tesis, tilapia balıkları için en uygun büyüme koşullarını sağlamaya yardımcı su sıcaklığını korumak için jeotermal enerji kullanıyor. Sistem, sıcaklığın yaklaşık 28.89 °C olan 550 mt derinlikten su pompalayan bir jeotermal kuyudan oluşuyor. Su kuyudan gelince, jeotermal kuyuya geri gönderilmeden önce balık havuzlarını ısıtmak için bir ısı eşanjöründen geçirilerek havuzların ısıtılması sağlanıyor.

Jeotermal enerji, balık çiftliğine ek olarak, yosun ve diğer su bitkilerinin yetiştirildiği çiftlikler içinde kullanılabilir. Jeotermal enerjinin içerdiği dengeli sıcaklık ve besin açısından zengin oluşu, bu mahsullerin üretkenliğini ve kalitesini artırmaya yardımcı olacaktır.

Genel olarak, Yosun ve balık çiftlikleri için jeotermal enerjinin kullanılması, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltırken ve enerji verimliliğini artırırken, bu gibi gıda ve ilişkili diğer ürünleri üretmek için sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir imkan sağlar.

Re-Enjeksiyon

rezervuardaki basınç seviyesinin korunmasına yardımcı olur. Reenjeksiyonun bir diğer önemli faydası, soğutulmuş su ile kaya matrisinin sürekli olarak yıkanması sayesinde rezervuardan geri kazanılabilir enerjinin önemli ölçüde artmasıdır.

Jeotermal güç

üretim tesisi büyük ölçüde yalnızca yer yüzünde üretilen fazla buharı serbest bırakır, yer altında gelen hava veya sıvı'yı doğaya, yeryüzüne salmaz. Bu nedenle jeotermal enerji santralleri temiz bir elektrik kaynağı ve ülkenin sıfır karbonlu geleceğine önemli bir katkı sağlar.

Jeotermal enerji

temiz, güvenilir ve yenilenebilir bir kaynak olduğu için en verimli ve sürdürülebilir enerji türlerinden biri olarak kabul edilir. Elektrik üretmek ve ısıtma ve soğutma sağlamak için dünya yüzeyinin içindeki ısıyı kullanır.

Jeotermal kaynaklar

yenilenebilir bir enerjidir ve asla tükenmez. Bol miktarda jeotermal enerji, Dünya var olduğu sürece mevcut olacaktır. Dünyanın iç çekirdeği tarafından üretilen ısıdan yenilenebilir bir enerji kaynağıdır ve 7/24/365 kullanılabilir.

Düşük karbonlu enerji aileleri: