Jeotermal enerji, dünyanın enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılama potansiyeline sahip var olduğu yerlerde 100% yerli ve milli, temiz, çevre dostu ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır.

Türkiye'de, ülkenin Akdeniz-Alp jeotermal kuşağı üzerindeki konumu nedeniyle jeotermal potansiyeli yüksektir.

Türkiye'de jeotermal çalışmalar 1960'lı yıllarda Kızıldere jeotermal sahasında ilk jeotermal kuyunun açılmasıyla başlamıştır.

O zamandan beri ülkemizin jeotermal potansiyelini değerlendirmek için kapsamlı araştırma ve keşif faaliyetleri yürütülmektedir.

Ülkemizde ayrıca jeotermal çalışmaları, geliştirmeyi ve kullanmayı doğru ve kontrollü olarak teşvik etmek için mali ve teknik destek sağlanmaktadır.

Türkiye, toplam kurulu gücü 1.800 MW ile dünyanın en büyük yedinci jeotermal enerji üreticisidir.

Ülkemizde, 50 yılı aşkın bir süredir jeotermal kaynaklarını aktif olarak araştırıyor ve geliştiriyor.

Çalışmalar

  1. Jeotermal Kaynak Değerlendirmesi: Türkiye'de jeotermal sektöründeki birincil çalışma alanlarından biri jeotermal kaynakların değerlendirilmesidir. Bu, jeotermal rezervuarların araştırılmasını ve haritalandırılmasının yanı sıra elektrik üretimi ve ısıtma amaçlı potansiyellerinin tahmin edilmesini içerir.

  2. Jeotermal Enerji Santrali Tasarımı ve Optimizasyonu: Jeotermal sektöründe bir diğer önemli çalışma alanı ise jeotermal enerji santrallerinin tasarımı ve optimizasyonudur. Bu, daha verimli ve uygun maliyetli jeotermal enerji santrali teknolojilerinin geliştirilmesini ve mevcut santrallerin performansının iyileştirilmesini içerir.

  3. Jeotermal Enerjinin Doğrudan Kullanımı: Jeotermal enerjinin, özellikle bölgesel ısıtma sistemleri şeklinde, ısıtma ve soğutma amacıyla doğrudan kullanımına artan bir ilgi vardır. Bu alandaki araştırma, bu tür sistemlerin tasarımı ve optimizasyonunun yanı sıra bunların dağıtımını desteklemek için düzenlemelerin ve politikaların geliştirilmesine odaklanmaktadır.

  4. Çevresel Etki Çalışmaları: Herhangi bir enerji kaynağında olduğu gibi, jeotermal enerjinin de çevresel etkileri çok iyi araştırılmalı ve bilinmelidir. Bu nedenle, Türkiye'de jeotermal enerji santrallerinin çevresel etkilerini değerlendirmeyi ve olumsuz etkileri var ise daha da azaltmanın yollarını araştırmayı amaçlayan çalışmalarda devam etmektedir.

  5. Ekonomi ve Finans: Türkiye'de jeotermal sektöründe bir diğer önemli çalışma alanı da jeotermal enerji projelerinin ekonomisi ve finansmanıdır. Bu, jeotermal enerjinin maliyet ve faydalarının değerlendirilmesinin yanı sıra jeotermal enerji projelerinin uygulanmasını desteklemek için finansman mekanizmalarının geliştirilmesini içerir.

Türkiye'nin Önemli Gücü

Ülkemizde sahip olduğu jeotermal kaynaklarını keşfetmeyi ve geliştirmeyi amaçlayan, devam eden jeotermal çalışma bulunmaktadır.

Türkiye'deki jeotermal sektöründeki temel araştırma ve çalışma alanlarından bazıları şunlardır:

Uzun lafın kısası

Genel olarak, Türkiye'de, ülkenin jeotermal kaynaklarını geliştirme ve daha sürdürülebilir ve yenilenebilir bir enerji geleceğine geçiş taahhüdünü yansıtan çok çeşitli devam eden jeotermal çalışmalar bulunmaktadır. Jeotermal enerjinin Türkiye için çekici olmasının ana nedenlerinden biri, ülkenin enerji ihtiyacını karşılarken fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltması ve birincil sıradaki çevre ve insan dostu enerji tipi olmasıdır.

Türkiye, yaklaşık 31.500 MW tahmini jeotermal kapasitesi ile önemli bir jeotermal potansiyele sahiptir. Bu da ülkenin mevcut elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık 2,5 katına denk geliyor.

Türkiye'nin jeotermal potansiyeli, Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgeleri dahil olmak üzere ülkenin farklı bölgelerine yayılmıştır. Özellikle Marmara bölgesi, ülkenin jeotermal kaynaklarının 'den fazlasının bu bölgede bulunmasıyla en yüksek jeotermal potansiyele sahiptir. Bölge aynı zamanda Kızıldere, Germencik ve Salavatlı jeotermal sahaları gibi Türkiye'nin en büyük jeotermal sahalarından bazılarına ev sahipliği yapmaktadır.

Türkiye'nin jeotermal potansiyeli çeşitli jeolojik, jeofizik ve jeokimyasal çalışmalarla değerlendirilmiştir. Bu çalışmalar, ülkedeki jeotermal rezervuarların konumu, boyutu ve kalitesi hakkında değerli bilgiler sağlamıştır. Ayrıca jeotermal enerji santrali kurulumları için en iyi sahaların belirlenmesine yardımcı oldular.

Ülkemizde jeotermal kalkınmanın zorluklarından biri, enerji santrallerinin sondajı ve inşasının yüksek ön sermaye maliyetleridir. Bunu ele almak için, Ülkemizde jeotermal geliştirmeye özel sektör yatırımını çekmek için çeşitli teşvikler sağlıyor. Bu teşvikler, tarife garantilerini, vergi muafiyetlerini ve proje finansmanı için devlet garantilerini içerir.

Sonuç olarak, Türkiye'de jeotermal çalışmalar 50 yılı aşkın bir süredir devam etmektedir ve ülke, enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayabilecek önemli bir jeotermal potansiyele sahiptir. Türkiye, jeotermal kalkınmada özel sektör yatırımını teşvik etmek için hükümetin çeşitli teşvikler sağlamasıyla, jeotermal kaynaklarını aktif olarak araştırıyor ve geliştiriyor. Ülke jeotermal kaynaklarını geliştirmeye devam ettikçe, küresel jeotermal enerji pazarında önemli bir oyuncu olma potansiyeline sahip.

Re-Enjeksiyon

rezervuardaki basınç seviyesinin korunmasına yardımcı olur. Reenjeksiyonun bir diğer önemli faydası, soğutulmuş su ile kaya matrisinin sürekli olarak yıkanması sayesinde rezervuardan geri kazanılabilir enerjinin önemli ölçüde artmasıdır.

Jeotermal güç

üretim tesisi büyük ölçüde yalnızca yer yüzünde üretilen fazla buharı serbest bırakır, yer altında gelen hava veya sıvı'yı doğaya, yeryüzüne salmaz. Bu nedenle jeotermal enerji santralleri temiz bir elektrik kaynağı ve ülkenin sıfır karbonlu geleceğine önemli bir katkı sağlar.

Jeotermal enerji

temiz, güvenilir ve yenilenebilir bir kaynak olduğu için en verimli ve sürdürülebilir enerji türlerinden biri olarak kabul edilir. Elektrik üretmek ve ısıtma ve soğutma sağlamak için dünya yüzeyinin içindeki ısıyı kullanır.

Jeotermal kaynaklar

yenilenebilir bir enerjidir ve asla tükenmez. Bol miktarda jeotermal enerji, Dünya var olduğu sürece mevcut olacaktır. Dünyanın iç çekirdeği tarafından üretilen ısıdan yenilenebilir bir enerji kaynağıdır ve 7/24/365 kullanılabilir.

Düşük karbonlu enerji aileleri: