Türkiye & Jeotermal Enerji
Ülkemiz, zengin kültürel mirası ve stratejik konumu ile tanınan, Avrupa ve Asya'nın kavşağında yer alan bir ülkedir.
Bununla birlikte, ülkemiz aynı zamanda jeotermal enerji de dahil olmak üzere bol miktarda doğal kaynağa sahiptir.
Jeotermal enerji, elektrik üretmek veya ısıtma ve soğutma hizmetleri sağlamak için dünyanın iç kısmından gelen ısıyı kullanan bir yenilenebilir enerji türüdür.
Son yıllarda ülkemizde, artan enerji talebini karşılamak ve fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltmak için jeotermal enerji kaynaklarını aktif olarak geliştirilmektedir.
Jeotermal enerjinin avantajlarından biri güvenilirliği ve tutarlılığıdır.
Hava koşullarına tabi olan rüzgar ve güneş enerjisinin aksine, jeotermal enerji 7/24 kullanılabilir ve bu da onu değerli bir baz yük gücü kaynağı yapar.
Jeotermal enerji, elektrik üretiminin yanı sıra ısıtma ve soğutma gibi doğrudan uygulamalar için de kullanılabilir.
Ek olarak, jeotermal enerji santralleri kullanımdaki fosil bazlı enerji teknolojilerine nispeten çok düşük seviyelerde veya hiç sera gazı ve hava kirletici oluşturur ve bu da onları fosil yakıtlara göre çok daha temiz ve çevre dostu bir alternatif haline getirir.
Ülkemizin Milli Gücü
Ülkemizin jeotermal enerji kaynakları ağırlıklı olarak batı ve orta bölgelerde, özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde bulunmaktadır.
Şu anda, Türkiye'nin toplam kurulu jeotermal gücü yaklaşık 1.600 MW olup, ilave 500 MW'ı yapım aşamasındadır.
Ülkemiz 2023 yılına kadar 2.500 MW jeotermal enerjiye ulaşma hedefi belirlediğinden, bu kapasitenin önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artması bekleniyor.
Ulusal Özgürlüğün Parçası
Ülkemiz'de, özellikle şehrin ısıtma ihtiyacının 'ından fazlasının jeotermal enerji ile karşılandığı Denizli şehrinde, çeşitli jeotermal bölgesel ısıtma sistemleri halihazırda kurulmuştur.
Sonuç olarak, jeotermal enerji Türkiye'de hem elektrik üretimi hem de doğrudan kullanım uygulamaları açısından önemli bir potansiyele sahiptir.
Ülkemiz, fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltmak ve enerji karışımında yenilenebilir enerjilerin payını artırmak için çabalarken, jeotermal enerjinin giderek daha önemli bir rol oynaması muhtemeldir.
Destekleyici politikalar ve yatırımlarla Türkiye jeotermal enerji kaynaklarını daha da geliştirebilir, yeni istihdam yaratabilir ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilir.
Re-Enjeksiyon
rezervuardaki basınç seviyesinin korunmasına yardımcı olur. Reenjeksiyonun bir diğer önemli faydası, soğutulmuş su ile kaya matrisinin sürekli olarak yıkanması sayesinde rezervuardan geri kazanılabilir enerjinin önemli ölçüde artmasıdır.
Jeotermal güç
üretim tesisi büyük ölçüde yalnızca yer yüzünde üretilen fazla buharı serbest bırakır, yer altında gelen hava veya sıvı'yı doğaya, yeryüzüne salmaz. Bu nedenle jeotermal enerji santralleri temiz bir elektrik kaynağı ve ülkenin sıfır karbonlu geleceğine önemli bir katkı sağlar.
Jeotermal enerji
temiz, güvenilir ve yenilenebilir bir kaynak olduğu için en verimli ve sürdürülebilir enerji türlerinden biri olarak kabul edilir. Elektrik üretmek ve ısıtma ve soğutma sağlamak için dünya yüzeyinin içindeki ısıyı kullanır.
Jeotermal kaynaklar
yenilenebilir bir enerjidir ve asla tükenmez. Bol miktarda jeotermal enerji, Dünya var olduğu sürece mevcut olacaktır. Dünyanın iç çekirdeği tarafından üretilen ısıdan yenilenebilir bir enerji kaynağıdır ve 7/24/365 kullanılabilir.
Düşük karbonlu enerji aileleri:
Jeotermal enerji, en az dezavantajla en fazla potansiyele sahiptir.
Güneş panelleri, sıfır emisyonla güç üretme yeteneğine sahiptir. Üretilen güç, enerji talebinizi beslemek için kullanılabilir ve geleneksel enerji ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde yeşil enerji ile değiştirir. Üretilen her bir kilovat yeşil enerji, karbon ayak izini yılda 1360 Kg azaltabilir..
Rüzgar enerjisi, yine fosil yakıtlarını ihtiyaç duymadan uygulanabilir bir alternatifidir. CO2 veya diğer hava kirleticileri yaymaz. Ömrü boyunca neredeyse karbonsuz çalışır.